TTB, Adıyaman’da sıhhat hizmeti veriyor: Salgın riski çok uzakta değil

ADIYAMAN – Merkez üssü Maraş olan sarsıntılar 10 kentte yıkıma neden oldu. Depremzedelere ulaşmakta ve takviye olmak konusunda yetersiz kalan devletin boşluğunu sivil toplum örgütleri ve gönüllüler kapatmaya çalıştı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) de depremzedelerin sıhhat gereksinimlerini karşılamak üzere harekete geçen kurumlardan biri oldu. Tabip odaları sorumluluk bölgeleri belirleyerek sarsıntının neden olduğu felaket bölgelerinde vazife üstlendi.

İstanbul Tabip Odası, Türk Tabipler Birliği’nin tertip çatısı altında Antakya ve Adıyaman’ın sorumluluğunu üstlendi. Üç karavan ve 10 tabip de Adıyaman’da çalışmaya başladı. Adıyaman’daki grubun koordinatörlüğünü yürüten Tabip Cegerhun Polat, bölgede çalışan sıhhat işçilerinin yük ve sorumluluklarını paylaşmak ismine Adıyaman’a geldiklerini ve iş kısmı yaptıklarını söyledi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI DA DEPREMZEDE

Alevi Kültür Dernekleri Adıyaman Şubesi Yeni Mahalle Cemevi’nde TTB’nin öteki sıhhat örgütleriyle birlikte kurduğu reviri ziyaret ettiklerini belirten Polat, “Burada çok kritik bir muhtaçlık yoktu, biz de kentin gereksinimlerini belirlemek için mevcut sıhhat kuruluşlarını dolaştık. Hastanenin yanı sıra sarsıntı nedeniyle kurulan sahra hastanelerini dolaştık” dedi.

Polat, hastanelerde ilgili şunları söyledi: “Aslında hastanenin kapatılacağı dedikodusu vardı. Biz bunu yetkililere sorduğumuzda inkar ettiler ancak öğrendiğimiz kadarıyla hastanenin farklı binaları ortasında ayrılmalar var. Bu da problemli bir durum. Hastanede de acil sıhhat hizmetleri bazlı gidiyor. İşçi açığı yok lakin beşerler görevlendirme ile gelmişler. Uzun müddettir buradalar ve yorgunlar, sandalye üzerinde uyuyorlar. O nedenle hastanede işler o denli olağanüstü gitmiyor. İnsanların lojistik ihtiyaçları var. Bunlara uygun imkanlar yaratılmamış. Depremzedeye yardıma gelen sağlıkçılar da o işin bir modülü haline geliyor. Sahra hastanesi diyorlar lakin aslında bir hastane yok, bir çadır var, çadırın içinde üç dört tane sedye var. Sıhhat çalışanları gerçekten fedakar bir iş çıkarmaya çalışıyor. Fakat o denli tanım edildiği üzere organize bir iş değil. Orada da önemli mağduriyetler var. Isınamıyorlar, tuvalet yok, hijyen sıkıntılarını sıhhat çalışanları da yaşıyor.”

AİLE SIHHAT MERKEZİ’Nİ AÇTIK

Sahra hastanesinde bir bayan doğum faaliyetinin başladığını söyleyen Polat, burada olağan doğum yaptırıldığını ve çok acil durumlara müdahale edildiğine dikkat çekti. Polat, bayan doğum hastalıkları ile ilgili bir sürecin yapılmadığını hastaların kent dışına gönderildiğini vurguladı.

Afet durumlarının çok uzun vadeli, sabır isteyen, emek isteyen süreçler olduğunu hatırlatan Polat, “Gönüllülük sorununun sürdürülebilirliği belirli ölçülerdedir. Gönüllüler acil durumlarda gelir, müdahale eder, ayağa kaldırır ve kendi olağan hayatlarına dönerler. Biz daha farklı bir strateji ile ilerledik. Bir aile sıhhat merkezini etkin hale getirdik. Oraya bir bayan hastalıkları ve doğum polikliniği kurduk, bir muayenehane doktorundan ultrason ve öteki aygıtlarını temin ettik. Üst seviye aygıtlar bunlar ve poliklinik hizmetine başladık. Şu anda Adıyaman’da tek bayan doğum hastalıkları polikliniği olan üniteyi kurduk” dedi.

Şimdiye kadar iki aile sıhhat merkezini faaliyete soktukları belirten Polat, “Bir de gezici bir takım çıkardık. Karavanlarımız çıkıyor, kentin birtakım noktalarına ilaç teminini sağlıyor. Kentte üçlü beşli çadırlar var enkazların ortasında, bu beşerler enkazlarını bırakmıyorlar ve sıhhat muhtaçlıklarını karşılayabilecek bir şey üretemiyorlar. Biz de onları ziyaret ediyor, muhtaçlıklarını bırakıyoruz. Yani toplam beş noktada sıhhat hizmeti üreten tertibi yaptık” dedi.

Kriz masasında misyon alan arkadaşlarının köyleri ziyaret ettiğini belirten Polat, buradaki muhtaçlıkları da karşılamayı hedeflediklerini söyledi.

SALGIN RİSKİ VAR

Kolera üzere salgın hastalıklarla ilgili söylentilere de değinen Polat, şunları söyledi: “Burada kolera yok. Fakat mümkünlük var zira burada gayrisıhhi bir ortam var. Tuvalet yok, kullanma suyu yok, beşerler muhtaçlıklarını gideremiyorlar. Beşerler bu şartlarda banyo yapamıyorlar. Bu şartlarda salgın riskini gözardı edemeyiz. Öteki vilayetlerde de durum buraya benzeridir diye düşünüyorum. Şuan erken lakin çok uzakta değil salgın riski. Mesela mevsim yaz olsaydı kolera, dizanteriyi daha süratli konuşmaya başlardık. Bunlara hazırlıklı olmak lazım.”

YEREL DİNAMİKLER KIYMETLİ

Devletin depremzedelere sıhhat hizmeti vermek konusunda “çuvalladığını” söyleyen Polat, bu nedenle Adıyaman’da uzun müddet kalacak halde hazırlık yaptıklarını vurguladı. Adıyaman Tabip Odası’nın katkılarına da değinen Polat, “Adıyaman Tabip Odası üniteleri işlerimizi epey kolaylaştırıyor. Lokal dinamiklerle çalışmak çok değerli. Onların sürecini siz kendi sürecinize dahil ediyorsunuz, siz onların yaralarını onarıyorsunuz onlar da işlerinizi kolaylaştırıyor. Bizim işimiz sıhhat hizmeti üretmek, yaraları onarmak ve burada bunu yapmaya çalışıyoruz” dedi.