‘Müteahhitlerin siyasi irtibatları da araştırılsın’

Sarsıntı bölgelerinden enkaz kaldırma çalışmalarıyla birlikte, çürük binaların sorumluları hakkında isimli soruşturmalar da başladı. Savcılıkların öncelikle müteahhitler ve bina inşaatlarında misyonlu olanlar üzerinde ağırlaşacağı belirtiliyor.

T24 muharriri Tolga Şardan, bahisle ilgili bölgeden edindiği bilgilerle öncelikle şüphelilere yöneltilecek sorular listesi hazırlandığını belirtti. Binanın yasal sorumluları, resmi evrakları ve tıpkı sorumluların öteki binalarının olup olmadığı yöneltilecek sorulardan kimileri. Zelzele bölgelerindeki binalarla ilgili bir data tabanı oluşturulması gerekliliğine de dikkat çeken Şardan, haklarında soruşturma başlatılan şüphelilerin siyasi irtibatlarının da kesinlikle araştırılması gerektiğini söz etti.

Tolga Şardan’ın, “Savcılık soruşturması yetmez, DDK devreye girmeli” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:

“Haklarında isimli soruşturma başlatılan müteahhitlerin siyasetle temasları ‘şimdilik’ ya bilinmiyor ya da yüksek sesle seslendirilmiyor.

Ola ki, ilerleyen süreçte isimli süreçte yaşanacak gelişmeler siyasetin, bilhassa iktidarın bam teline dokunursa neler olur sanki?

Müteahhitlerin iktidarla geçmiş irtibatları gün ışığına çıkarsa isimli soruşturmalar nasıl şekillenir?

İşte bu etapta, iktidarın halka yönelik samimiyeti net biçimde görülecek!

Devlet Denetleme Konseyi devreye girmeli

Bu ortada; evet, isimli soruşturmalar başlatıldı. Fakat ortaya çıkan tabloya bakıldığında, yalnızca isimli soruşturmalar kâfi olmayacak kanımca.

Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Devlet Denetleme Şurası’nın (DDK) devreye girmesi gerekiyor.

DDK’nın; geçen yıl Tarım ve Orman Bakanlığı’nda, Uruguay’dan canlı hayvan ithalinde bakanlıktaki birtakım görevlilerin rüşvet olayına karıştığı tarafında bulgulara ulaştığını anımsatayım.

DDK uzmanlarının yürüttüğü soruşturma sürecinde devrin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli istifa etmişti. Ya da iktidarın tabiriyle misyondan affını istemişti.

İşte artık tıpkı DDK, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla zelzelede ortaya çıkan tabloyu araştırmalıdır.

Zira yaşananlar ve gündeme gelen savlar, ilgili bakanlıkların bünyesindeki Teftiş Heyetleri’nin yürüteceği soruşturmaları aşan daha üst noktada.

DDK; Etraf, Şehircilik ve İklim Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kamu kurumlarının merkez ve taşra teşkilatlarının zelzele felaketindeki sorumluluklarını ortaya çıkarmalı ve kamuoyuyla paylaşmalı.

Cumhurbaşkanlığı’nın hasebiyle iktidarın, depremzedelere ve ülkeye yapacağı kıymetli hizmetlerden birisi DDK incelemesi başlatmasıdır.

Antakya’nın faturası kimin?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, evvelki gün Kahramanmaraş’ta yaptığı açıklamalarda vahim bir bilgiyi paylaştı.

Bakan Soylu, ‘Antakya’da her iki konuttan birisinin yıkık olduğunu’ duyurdu.

Bu cümleden hareketle enkaz altında kalan ve hayatının yitirenlerin sayısını ulaşacağı nokta bir yana az önce okuduğunuz soruşturmalar ve incelemeler çerçevesinde Antakya’da misyon yapanların da zelzele felaketindeki hisselerinin hesabını vermeleri gerekir, kanımca.

Şimdi bu okuyacağınız cümleler, CHP ve MHP idaresinin pek de güzeline girmeyecektir büyük olasılıkla.

Yürüyen isimli soruşturmalar bir yana; Bakan Soylu’nun kelamlarına bakıldığında Antakya’da yaşananlarda hissesi olduğu anlaşılan eski ve yeni Antakya Belediye Liderleri’nin ivedilikle siyaset sahnesinden çekilmeleri elzem.

Bu durumda iktidarın başka vilayet ve ilçelerdeki belediye liderlerine ne yapıldığına bakılmaksızın, CHP idaresinin Antakya Eski Belediye Lideri ve hala Hatay Büyükşehir Belediye Lideri Lütfi Savaş ile MHP idaresinin de mevcut Antakya Belediye Lideri İzzettin Yılmaz’ı misyondan alması gerekir.

Antakya’da yaşanan tabloda hisseleri olan iki siyasetçinin misyondan alınmasıyla sarsıntıda yitirdiklerimizin acısı bir nebze olsun hafifleyecektir. Böylece iktidara da örnek olacaktır.

Tabii; Savaş ile Yılmaz ortasında bir periyot belediye lideri olan AKP’li İsmail Kimyeci’yi de unutmamak lazım.” (HABER MERKEZİ)