İzmir’de OHAL yansısı: ‘Yıkımın mimarı iktidar, ömrünü uzatma eforlarından vazgeçmeli’

İZMİR – İzmir’de İnsan Hakları Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği, İşçi Hareket Partisi, Emek Partisi, HDP, Türkiye Personel Partisi, Toplumsal Özgürlük Partisi, KALDIRAÇ ve Halkların Demokratik Kongresi, sarsıntı sürecinde yaşananlar ve bölgede inanılmaz hal (OHAL) ilan edilmesine ait basın açıklaması düzenledi.

Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde düzenlenen açıklamada “OHAL yarattığınız yıkımı örtemez, dayanışmamız yaşatacak” ve “Uzaktan eğitim kararından vazgeçin” yazılı pankartlar taşınarak, “OHAL değil sermaye öldürür “, “Deprem değil sermaye öldürür” ve “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı. Açıklamada sarsıntıda vefat edenler için hürmet duruşunda bulunuldu.

Grup ismine açıklama yapan Deniz Uslu, zelzelenin Türkiye’nin 10 ili başta olmak üzere Suriye’nin de kıymetli bir kısmını içine alan geniş bir coğrafyada ağır bir yıkıma neden olduğunu lisana getirdi.

‘HALK DONMAK İLE TEHLİKELİ BİNALARA GİRMEK ORTASINDA BIRAKILDI’

32 bine yakın insanın hayatını yitirdiğini belirten Uslu, enkaz altında ömür gayreti verenler için en kritik saatlerin heba edildiğini söyledi.

Uslu, “Cehennem soğuğu yaşayan vilayetlerde hipotermi ve don yüzünden enkaz altında hayatlar söndü. Hükümet sözcüleri sarsıntıdan kısa müddet sonra ‘Her yere ulaştık, duruma hakimiz’ formunda açıklama yaparken bölgeden gelen haberlerde halkın çıplak elleriyle enkaz kazmaya çalıştığını, günlerce iş makinesi ve arama kurtarma takımı beklediğini gördük. Zelzeleden sağ kurtulan beşerler ise besine, çadıra, ısıtıcıya, pak suya, sıhhat hizmetine, temel gereksinimlere uzun mühlet erişemedi. Hala erişemeyen bölgeler var. Halk donmak ile tehlikeli binalara girmek ortasında bırakıldı” dedi.

‘DEPREMZEDELERİN HABERLEŞTİĞİ TWİTTER KAPATILARAK İNSANLARIN CANINA KASTEDİLDİ’

Uslu, “Depremin yaralarını sarabilmek için ise yeniden vatandaşların yardıma koştuğunu lakin AKP iktidarı ve tek adam idaresinin, kendi kurumlarını harekete geçiremediği-geçirmediği üzere halkın bu dayanışmasını da engellemeye çalıştığını” söyledi.

Hükümetin zelzeleden etkilenen 10 vilayette 3 ay boyunca OHAL ilan ettiğini hatırlatan Uslu, “Devletin tüm imkanlarını halk için seferber etmede olağan davranamayan ve minimum gerekleri bile yerine getirmeyen hükümetin, ilan ettiği OHAL ile baskı ve sindirme siyasetinde yeniden ‘olağanüstü’ bir refleks gösterdiğini” söz etti.

Uslu, “OHAL ilan edilmesi, yalnızca 10 ilin değil bütün bir ülkenin OHAL iklimine çekilmesi ve sarsıntının de bir lütuf bilinip seçimlere OHAL uygulaması ile gidilmesi demektir. Hakikaten seçimlerin ertelenmesi isteği iktidar tarafından dillendirilmektedir. Yeniden OHAL ilanından sonra insanların enkaz altından yardım çığlığı attığı, birbiri ile haberleştiği Twitter kapatılarak insanların canına bir sefer daha kastedilmiştir. Zelzelenin akabinde yaşanan cezaevi isyanları ve can kayıpları ile ilgili gerçek ve vaktinde bilgi alınmasının önüne geçilmiştir” diye konuştu.

‘YIKIMIN SORUMLUSU MEVCUT İKTİDARDIR’

“Kendisine hiçbir yardım ulaşmayan depremzedeler, en temel muhtaçlıklarını karşılamak istediğinde yağmacı olarak damgalanmış, mülteciler linç edilme korkusu ile bulunduğu enkazdan bile yardım davetinde bulunamaz duruma getirilmiştir” diyen Uslu, yurtların boşaltılması ve eğitime uzaktan devam edilmesi kararının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Yıkımın ve can kaybının büyük olmasından iktidarı sorumlu tutan Deniz Uslu, şöyle devam etti:

“Yaşananlar doğal afet değil bir katliamdır. Halka mezar olan binaları inşa eden müteahhitlerle birlikte, onay verenler de dahil olmak üzere tüm sorumlular tespit edilip gereken cezalara çarptırılmalıdır. Bölgede başta kolluk güçleri olmak üzere şiddet olaylarına karışanlar tespit edilmeli ve gereken cezalara çarptırılmalıdır. İlimiz İzmir de içinde olmak üzere bütün kentlerde zelzelenin yıkıcılığını azaltacak tedbirler süratle alınmalı, gereken düzenlemeler yapılmalıdır. OHAL kararı geri çekilmelidir. Yurtların boşaltılmasından vazgeçilmeli, eğitim öğretim vaktinde ve yüz yüze olmalıdır. Seçimlerin hukuksuz bir formda ertelenmesi teşebbüslerinden vazgeçilmeli, çok yıkımın mimarı ve sorumlusu olan iktidar, ömrünü uzatma uğraşlarından vazgeçmelidir.” (DUVAR)