Demirtaş: Canın sağ olsun Acun

Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş, Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan merkezli iki büyük sarsıntının akabinde düzenlenen ‘Türkiye Tek Yürek’ yardım kampanyasını yazdı.

Demirtaş; Kısa Dalga’da yayımlanan, ‘Canın Sağ Olsun Acun’ başlıklı yazısında “Para küçük bir azınlığın elinde. Güç de konfor da inançlı ömür da onlarda” diyerek, “Adamın biri 250 milyon bağışlayınca Acun Ilıcalı devreye girip “Şunu 300 milyona yuvarlayalım” diyor, “yardımsever”imiz de “Canın sağ olsun Acun” deyip 300’e yuvarlayıveriyor. Acun’un canının sıhhati için yuvarlanan 50 milyon var ya, işte yalnızca onunla Maraş’taki Ebrar Sitesi, Diyarbakır’daki Galeria, Hatay’daki 600 Konutlar Sitesi sarsıntıya karşı güçlendirilebilir ve iki binden fazla insan bugün yaşıyor olabilirdi. Lakin değerli değil. Değerli olan gösteri. Ve ne olursa olsun gösteri devam etmeli, canın sağ olsun Acun!” tabirlerini kullandı.

Kampanya yayınında, Atasay Kuyumculuk Genel Müdürü Cihan Kamer, 250 milyon liralık bağış yapmak istemiş, Acun Ilıcalı da “300’e yuvarlayalım ağabey” demişti. Kamer de “Canın sağ olsun” diyerek bağış meblağını yükseltmişti.

Demirtaş’ın yazısı şöyle:

“Bu kirli sistemde para, güç demektir. Konforlu, inançlı ömür demektir. Paran yoksa çaresizsin. Garantisiz, mutsuz…

Para küçük bir azınlığın elinde. Güç de konfor da inançlı ömür da onlarda. Geri kalanlar enkaz altında. Sarsıntıyla birlikte düzgünce görünür hale gelen, işte bu çelişkidir.

Bu soygun sistemi değişmeden hiçbir şey değişmez, burası kesin. Değiştirmek için durmadan çabaya devam edeceğiz. Bu amansız çelişkiyi kesinlikle çözeceğiz.

Pandemide bütün dünyada gördüğümüz fakir ile güçlü ortasındaki hayat teminatı farkını, artık Türkiye ölçeğinde çok yakıcı halde yaşıyoruz.

Tahminlerimizden, aklımızın alabileceğinden de çok. Büyük kısmı kayıt dışı olduğundan resmi sayılara yansımasa bile resmi sayılarla da çok para var.

İşte gördünüz, adam çıkıp televizyona bağlanarak milyarlar bağışlayabiliyor! Nasıl bir serveti var ki bu kadar parayı bağışlayabiliyor? İçi insan sevgisi ile dolu olduğu için mi? Elbette hayır, millete ağır küfürler eden tiptir bu. Aslında tıpkı gün, devletten üç milyardan fazla teşvik aldığı da ortaya çıkmadı mı?

Hepsi o denli. Çok büyük paralar çaldılar, çok. Siyasetçisi, iş insanı, gazetecisi, bürokratıyla çoook büyük paralar çaldılar.

Bu konforu, bu şatafatı, bu inançlı ömrü koruyabilmek ve de hesap vermemek için kesinlikle bu iktidarın devamını sağlamak zorundalar.

Bunun için her türlü alçaklığı, haysiyetsizliği, şerefsizliği, zulmü, adaletsizliği yaptılar, yapıyorlar.

Değerli kardeşim, sen 3 bin TL’lik kiranı güç bela öderken bunlar 3 milyon Euro’ya yat alıyor, sağ olsunlar milyara, ellerinin kiri üzere bakıp hükümete bağışlıyorlar!

Adamın biri 250 milyon bağışlayınca Acun Ilıcalı devreye girip “Şunu 300 milyona yuvarlayalım” diyor, “yardımsever”imiz de “Canın sağ olsun Acun” deyip 300’e yuvarlayıveriyor.

Acun’un canının sıhhati için yuvarlanan 50 milyon var ya, işte sadece onunla Maraş’taki Ebrar Sitesi, Diyarbakır’daki Galeria, Hatay’daki 600 Meskenler Sitesi sarsıntıya karşı güçlendirilebilir ve iki binden fazla insan bugün yaşıyor olabilirdi.

Ama değerli değil. Değerli olan gösteri. Ve ne olursa olsun gösteri devam etmeli, canın sağ olsun Acun!

Konforlarının sürmesi için senin oyuna gereksinimleri var

Senin cebinde çay parası yokken hepsinin lüks villalarının önünde uzunluk boy cipler var.

Sadece 20 yıl evvel bunlar da orta sınıftılar. Lakin çok büyük paraları var artık, çok çaldılar çok.

Ve bu konforları sürsün diye senin oyuna muhtaçlıkları var. Enkaz altında kalman bile içlerini sızlatmadı, kendi iktidarlarının telaşına düştüler. Ya oy vermekten vazgeçersen! Aman Allah’ım, fikri bile kabus üzere onlar için.

Ama neyse ki din var, İslam’ı kendi aşağılık tertiplerine alet ederek sana geldiklerinde kalbinin yumuşadığını biliyorlar. Allah, Hz. Peygamber, Kur’an, namaz dediklerinde senin gönül kapılarını açacağını keşfettiler, bunu zirve tepe kullanıyorlar.

Senin hatanın yok, çok ustalaştılar, çok profesyonelleştiler. Palavrada, hilede, dolandırıcılıkta üstlerine yok. Sen enkaz altındayken bile “Allah”ın ismini ağızlarına alıp zulüm, adaletsizlik, haksızlık yapmaya devam edecek kadar tabana vurdular.

Bunlar değişmeyecek, burası da kesin, huylu huyundan vazgeçmeyecek.

Allah, Peygamber, Kur’an, namaz ile soygun, hırsızlık, adaletsizlik, ahlaksızlık yan yana olamaz.

Allah ile bu ahlaksız hırsızları tıpkı cümlede anacaksak yalnızca “Allah sizin belanızı versin!” demenin vakti gelmedi mi?” (KAYNAK)